Birkman Metodu İlgi Alanları (2)- Bilimsel

Birkman Metodu İlgi Alanları yazı dizimin bu bölümünde, benim en çok sevdiğim İlgi Alanı skorlarından biri olan BİLİMSEL skorunun insan kapitali yönetimi ve iş yerinde insan ilişkileri üzerindeki etkilerine değineceğim.

Bilimsel skoru, meslek seçiminde olduğu kadar kurum ve ekip içi çatışma yönetiminde de çok ciddi rol oynayan davranış stillerinin, farklı bakış açılarının ve ihtiyaçların da yorumlanarak avantaja dönüştürebilmesinde kaynak ve destek sağlayan bir skordur. Bilimsel skorunun meslek seçimi ve kariyer planlamasına olan etkileri ile diğer İlgi Alanları ile etkileşimlerine de bir sonraki yazımda değineceğim.

Bilimsel skoru, Birkmanca konuştuğumuzda KIRMIZI İlgi Alanları arasında yer alır. Bilimsel skoru yüksek olan kişileri bilmeye, öğrenmeye, analiz etmeye, araştırmaya, problem çözmeye ve edindikleri bilgiler ile teoriler üretmeye, bağ kurmaya aç insanlar olarak tanımlayabiliriz. Kısacası entelektüel merakı yüksek kişiler olarak adlandırabiliriz. Sürekli her şeyin nedenini, niçinini anlamaya çalışan, sorular soranlar Bilimsel skoru yüksek kişilerdir.

Bilimsel skoru aynı zamanda, bireylerin bir karar almadan ve aksiyona geçmeden önce ne kalitede ve ne oranda bilgiye ihtiyaç duyduklarının da göstergesidir. Yüksek skorlar sadece spor olsun diye farklı verilerin analizini gerektiren karmaşık problemleri çözmekten keyif alırlar. Herhangi bir konuda destek verebilmeleri için önce konuyu derinlemesine anlamaya ihtiyaç duyarlar ve neredeyse her konuda meraklıdırlar. Bir adım atmadan önce mutlaka araştırmaya ve durumu analiz etmeye ihtiyaç duyarlar.

Örneğin, benim en yüksek İlgi Alanı skorum Bilimsel olmasaydı ve önüme çıkan bilgileri kaynağından sorgulamaya İHTİYAÇ duymasaydım, belki de bugün Senior Birkman Danışmanı olmayacak, Birkman Metodu Türkçeleştirme sürecini yönetmeyecek ve Türkçe kaynak oluşturmak amacıyla bu bloğu yaratmış olmayacaktım.

Düşük skorlar ise daha çabuk aksiyon alırlar ve az/eksik bilgiyle hareket edebilme kabiliyetine sahiptirler. Aldıkları bilgileri özümsemek ve kullanmak için zamana ihtiyaç duymazlar. İlk bakışta edindikleri izlenimle hareket etmeye ve sonuçları daha az sorgulayarak kabul etmeye yatkındırlar.

Kurumsal dünyada düşük ve yüksek skorların birlikteliği (eğer birbirlerinin ihtiyaçlarının farkında değillerse ve yönetme stratejilerini bilmiyorlarsa) potansiyel çatışma nedeni olabilir. Yüksek skorların “analama ve öğrenme” konusundaki ihtiyacı toplantılarda veya proje sürecinde fazlaca soru sormalarına neden olur, çünkü destek verebilmek için bilmeye ihtiyaçları vardır. Düşük skorlar bu sorgulama sürecini kafa karıştırarak  “sonucu kontrol etme”, “sonucu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme” veya “ilerlemeyi engelleme” çabası olarak yorumlamaya yatkındır. Bu durum ise stres seviyesini yükselten ve düşmanlık yaratan çatışmalara neden olabilir.

Düşük skorlar, karar alma konusunda 20/80 kuralını uygulamaya yatkındırlar. Eğer %80 sonuç getireceğini görüyorlarsa hemen aksiyona geçebilirler. Bu nedenle de beraber çalıştıkları yüksek skorlar henüz istedikleri tüm bilgiye ulaşamadan, düşük skorlar ilerlemek ister. Burada çıkan çatışmalarda genelde düşük skorlar artık konudan çok kendilerinin yargılandığını ve sorgulandığını hissetmeye başlayabilir.

Aynı zamanda, farkındalıkla yönetilen düşük ve yüksek Bilimsel skorlarına sahip takım üyeleri birbirlerinin ve kurumun başarı açısından çok büyük bir zenginliktir. Düşük skorlar, yüksek skorların analiz etmeye, araştırmaya ve problem çözmeye duyduğu tutkudan garantili sonuçlar elde etmek için yarar sağlayabilirler. Aynı zamanda da yüksek skorlar, düşük skorların hızlı karar alma ve harekete geçme kabiliyetini, anlam bulma ve bağ kurma çabası içinde zaman kaybetmemek için kullanabilirler.

Gene kendi yaşantımdan bir örnek vererek devam etmek isterim. Bilimsel skoru benimkine oranla çok daha düşük olan bir meslektaşımla ortak bir proje yürütmeye karar verdik. İlk toplantımızda Birkman skorlarımızı ve potansiyel çatışma alanlamızı gözden geçirdik. Projenin ortalarında bana kendisini, bilgi ve uzmanlığını sorguladığımı hissettiğini, bu durumdan hoşlanmadığını belirten bir konuşma yaptı. Eğer şu an okuyorsa nasıl gülümsediğini hayal edebiliyorum. Kendisine ilk toplantımızı, skorlarımızı, farklılıklarımızı nasıl yorumlama eğiliminde olacağımızı hatırlattıktan sonra, tabii ki böyle hissettirdiğim için özürlerimi sundum. Beni en çok şaşırtan ise meslektaşımın ilk tepkisi oldu. Gözlerini kocaman açarak “ya bundan eşime de yapabilir miyiz?” dedi.

Sizin çalıştığınız ortamda durumlar nasıl? Çatışmaların kaynağında benzer olgular görüyor musunuz? Çatışmaları nasıl avantaja çevirebileceğinizi biliyor musunuz? Birkman İlgi Alanı skorlarınız ne diyor?

No Comments

Post A Comment